- gözcülük
- gözcülük <-ğü> Beobachtung f; Überwachung f
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
Türkçe-Almanca sözlük. 2013.
gözcülük — is., ğü 1) Gözcünün işi 2) hlk. Göz bilimciliği Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gözcülük etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözcülük etmek — kollamak, sağı solu kolaçan etmek Geceleri o uyudu ben nöbet tuttum, gündüzleri ben uyudum o gözcülük etti. K. Bilbaşar … Çağatay Osmanlı Sözlük
erketecilik etmek (veya yapmak) — gözcülük, dikizcilik görevini üzerine almak Hırsızlara erketecilik ettiğini anladı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
erketelik yapmak — gözcülük etmek Bir kadınla erkeğin buluşmasında erketelik yapmak, pek de onurlu bir iş değildi ne de olsa. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikizcilik — is., ği Dikizci olma durumu, gözcülük, gözetleyicilik, erketecilik … Çağatay Osmanlı Sözlük
direkçi — is. Alamana kayıklarında direğe çıkarak gözcülük yapan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
erketelik — is., ği Dikizcilik, gözcülük Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller erketelik yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karakol gemisi — is., den. Kara sularında güvenliği sağlamak ve gözcülük yapmak için dolaşan küçük gemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ASR — Muttali olmak. Gözcülük etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİGEHBÂNÎ — f. Bekçilik, gözcülük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NİGÂHBANÎ — f. Bekçilik, gözcülük … Yeni Lügat Türkçe Sözlük